Blogger tarafından desteklenmektedir.

23 Ağustos 2014 Cumartesi

'Eyvah! Peygamberlik Yahudilerden gitti..!'

Hiç yorum yok :

'Eyvah! Peygamberlik Yahudilerden gitti..!'




Ortadoğu ve dünya’da bir bunalım var. İnsan/lık adına apaçık bir katliam yaşanıyor bugün. Cahiliye dönemi gibi, belki daha şiddetli ve çirkin!

İslâm, cahil kavramını ‘’bilmemek’’ ten ziyade, ‘’bilmezlikten gelmek’’ olarak tanımlar. Öz ifadesiyle İslâm’da cahillik, ‘’bilgi sanılan bilgisizlik’’ kavramına götürür bizi. O halde şöyle kurmak gerek tespit cümlesini: Dünya, bilgi sanılan bir bilgisizlikle insan/lık öldürüyor. İnsan/lık katliamı, yani hem madden insan öldürülüyor, hem de mânen insan adına taşıması gereken ahlaki değerler, yani insanlık.
Batı, kıyısında ABD ve taşeronu Yahudi, mukallidi doğu… Tüm dünya bir sancı çekiyor ki, dayanılmaz. Bu sancı hayatı ve amacını ‘’hazza’’ göre planlamaktan, ‘’fazilet’’ i tercih etmemekten kaynaklanıyor. ‘’Hazza’’ yani nefsin emmâresi altında yapılabilecek her türlü zevk ve eğlenceye göre planlanıyor gün ve gelecek. Hazzı, fazilete tercih etmenin sefilliği bu çekilen dayanılmaz sancı.
Fikir hazza dayalı, sanat fuhşiyyâtı tetikleyici ve teknoloji insan/lık/ları madden ve manen öldürmek için…
Bu girişten sonra, kısaca ne idüğünü belirlediğimiz dünyanın ‘’Niçin’’ ini sorgulamalıyız şimdi.
Bu sorunun cevabında, küfür ve kuduzu kafir, asıl’ı oluşturmakla birlikte Hakk’a inanıp, Hakk’a çalışmayan ‘’müslüman’’ da var. Bu Müslümanlardan kastım şu: ‘’Firavun’un karşısında olup, Musa’nın (a.s) yanında olmayanlar.’’ Gel gelelim bunların arkasında da genel anlamda insanlık düşmanı, saçtığı nifak tohumlarıyla her daim ‘’sürgün’’ edilme(dışlanma) potansiyeline sahip ‘’yahudi’’ milleti var.
Yahudi’ler insan/lık namına işgalci ve istilacı bir topluluktur. Zahirde durum bu olsa da, filhakikat İsrail, kuşatan değil kuşatılandır. Asırlardır, ‘’Hakk ve hakikaat’’ her tarafını kuşattığı halde, ‘’Ben’’ davası yüzünden inat ederek,’’zerre’’ nasip alamayan  hidayetsiz bir topluluktur. ‘’Ben’’ davası Yahudilerin, bütün kirlerini içtiği bir kaynaktır. Lağım gibi bir kaynak bu!
   ’Eyvah! Peygamberlik Yahudilerden gitti..!’
Yahudilerin, neden bâhusus İslâm ve Muhammedîlere hasım olduklarının cevabı var burada. Umûmen tüm insanlığı köle, kendini efendi gören bu hastalıklı zihniyet, özellikle Efendimiz(s.a.v) ve ümmetine düşmanlık güder. Niçin?
Geleceği ilk insan Adem’den(a.s) beri müjde müjde vurgulanan, hususi bir kavme yada millete değil tüm insanlığa Resûl olacak  ‘’Ahmed’’ nâm( Saff-6) bir kutlu peygamber bu.  O halde ‘’ben’’ davasının hakim olması içinde, alemşümul peygamber ‘’ben’den’’ olmalı niyetindeler. Yahudi öğretisi ‘’uydurma’’ kabala inancıyla, dünya hakimiyetine talip olan bir millet için, bu peygamber büyük imkan ve dahi ‘’olmazsa olmaz’’ tek çaredir.
Yahudiler, alimlerinden aldıkları bilgilerle ahir zamanın, ahir peygamberinin gelişinin yaklaştığını biliyordu. Hatta ‘’yakında bizden bir peygamber çıkacak, onunla birlikte size karşı savaşıp, sizi helak edeceğiz.’’ diyerek, âlemlere rahmet olarak gelecek bir peygamberle yapacakları helakları planlıyorlardı. Böyle de bir peygamber istiyorlardı.
Bu anlayış, siyer alanının temel kitaplarından, İbni Sa’d’ın(rh.a) Tabakatü’l Kebir kitabındaki şu rivayette mükemmelen zahir.
İbni Sa’d’ın(rh.a) naklettiği rivayette, şöyle denilmektedir:
“Mekke’de oturan bir Yahudi vardı. Allah Resûlünün(s.a.v) doğdukları gecenin sabahı Kureyşlilerin karşısına çıktı ve sordu: ‘Bu gece kabilenizden bir oğlan çocuk doğdu mu?’ Kureyşliler, ‘Bilmiyoruz’ cevabını verince, adam sözlerine devam etti: ‘Varın, gidin, soruşturun, arayın. Bu ümmetin peygamberi bu gece doğdu. Sırtında alâmeti var.’
“Kureyşliler, varıp soruşturdular ve gelip Yahudiye haber verdiler: ‘Bu gece Abdullah’ın bir oğlu dünyaya geldi; sırtında bir nişan var.’
“Yahudi, gidip peygamberlik alâmetini gördü ve aklını kaybetmişçesine şöyle haykırdı:
“Peygamberlik artık İsrailoğullarından gitti! Kureyşlilere öyle bir devlet gelecek ki haberi doğudan batıya kadar ulaşacaktır.’’ (1)
‘’Haberi doğudan batıya ulaşacak’’ sözü dikkatlere şayan. Getirdiği Kur’ân ile mağribten maşrıka bütün âleme ulaşacak, kabul görecek ve gönülden bağlanılacak bir Peygamber. Evet, tam Yahudilerin  hayali..!
İlâhi irade, Peygamberin(a.s) Kureyş’ten olmasını diler ve olur. Haberin getirdiği çılgınlık Yahudilerde önce merak, sonra nifak ve inkar doğurur. Merak var. Çünkü alemşümul Peygamberi sadece okudular, oysa artık gözle görme ve müşahede etme dönemi. Yahudi alimlerinin ve bazı Yahudi cemaatlerinin İslamiyeti kabul etmesi, kendi aralarında nifak doğurur.  Ve nihayet küfrün kuduz halini yaşayanların da inkar terennümleri başlar, ‘’benden değilse kabul edemem.’’ Bu söz, inattan. O da ırkçılık menşe’li.
Medine’nin İslâm’a hazırlanması ve hicretle birlikte iyice çalkalanmaya başlarlar. Zira İslâm, fert fert, hane hane, belde belde yayılıyordur artık. Fakat onlar, nasiplenmek yerine, İslâm’ın yaşadığı büyük inkişafa rağmen ‘’bir şeyler yapmalıyız, yoksa biteriz’’ fikrinde ve zikrindeler.
            -Çözüm?
Geçici bir süre ve mekan içinde, inanmış görünmek! Yani münafıklık. Münafıklık, Müslümanlığa karşı çıkarılmış, küfür ama kafirlikten daha tehlikeli bir Yahudi icadıdır. Ve bunun için en şerli topluluk Yahudilerdir.
Tespitimiz bu: Efendimizin(s.a.v), Yahudilerin ‘’Dünya hakimiyeti’’ safsatalarını yerle yeksan etmesi ve ümmet-i Muhammed’in de elindeki kaynakları (Kur’ân ve Sünnet’i) gerçekten anlayıp, uyguladığı zaman ‘’Dünya hakimiyeti’’ ne namzet olması. Tek cümle ile ‘’Eyvah! Peygamberlik Yahudilerden gitti..!’’mücadelesi bu.
Başka sebepler elbette ki var ama diğer sebeplerin kaynağı da bu. Mesela, İslâm’ın bütün insanlığın saadet ve selametini istemesi, sadece Yahudilerin efendi olduğu dünyanın kabulü değildir. Buna benzer birçok neden, ama sebep hep aynı. Efendi ve köle fikri.
   Tespiti,illeti manalandırmaya çalıştım. Sıra muhakeme etmekte!
İsrail, tüm bu saydıklarımdan ötürü ‘’mutlu suç’’ işleyen bir katildir. Hükmü Resulullah(s.a.v) vermiş, onlar adına tek şifa bu.
Ebû Hüreyre (ra) : Efendimiz(s.a.v) şöyle buyurdu:
"Müslümanlarla Yahudiler harp etmedikçe kıyâmet kopmayacaktır. O harpte Müslümanlar (gâlip gelerek) Yahudileri öldürecekler. Öyle ki, Yahudi, taşın ve ağacın arkasına saklanacak da, taş veya ağaç; ‘Ey Müslüman, Ey Allah’ın kulu, şu arkamdaki Yahudi’dir, gel de onu öldür!’ diye haber verecektir. Sadece Garkad ağacı müstesna, çünkü o, Yahudilerin ağaçlarındandır.”(2)
Peki, can alıcı soru? Bu haldeyken bunu yapabilir miyiz?
Ne yazık ki bunun cevabını da, bu lanetli topluluğun öncüsü Şimon Perez veriyor.
Perez, yıllar evvel kendisine sorulan “Kur’an-ı Kerim, sizin devletinizin yıkılacağından haber veriyor.” sorusuna, şu cevabı vermiş:
-“Kur’an’ın bahsettiği Müslümanlar gelsin, düşünürüz.” (3)
Fazla söze ne hacet, Kur’ân’ın bahsini ettiği Müslüman olmadıkça, Allah’ın istediği, Resulullah’ın(a.s.v) koyduğu hükmü uygulayamayacağız.
Reçete de apaçık:“Ey iman edenler iman edin!”(4)
Ne demek bu?
Bu ayet, taklidi olarak inanıp, tahkike kavuşamayanlara, Allah’ın ipine( Kur’ân’a) sımsıkı sarılmayanlara, yani bize, ‘’sağlam inanın’’ emri veriyor.
Bu hâl’e sahip olduktan sonra gerisinin kolay olduğunu da bizzat Allah buyuruyor:
(O yahudiler) toplu olarak sizinle savaşamazlar; ancak muhâfaza altına alınmış şehirlerde veya duvarların arkasından (korka korka harb ederler). Kendi aralarındaki savaşları şiddetlidir. (Sen) onları toplu sanırsın; hâlbuki kalbleri dağınıktır! Bu, şübhesiz onların(haklarında neyin hayır olduğuna) akıl erdirmeyen bir topluluk olmaları yüzündendir. (5)
Düşündüğümü, yazıya böyle dökebildim. Kusurum, hatam var ise affola. Ama bütün hayat hadiselerinin idrakini temenni ediyorsak ve her şeyin de bir sebebi olduğu inancında hem fikirsek o halde olayları geçmişten bağımsız düşünemeyiz. Kur’an’da bize bunu ihtar eder, ders çıkarmayı. Doğru ve güzele ulaşmak için.
Muradımız, fetih hutbelerinin okunduğu mescitlerde kardeşçe ve muhabbet dolu namazlar kılmaktır.
Fiemanillah.
  Hakan İNCE
1-İbn Sa’d, Tabakat, c. 1, s. 162-163
2- Müslim, Fiten, 82
3- Tercüman Gazetesi, Ergun Göze, 1986
4- Nisa-136
5- Haşr - 14

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder