Blogger tarafından desteklenmektedir.

6 Mayıs 2014 Salı

Kadın ve Toplum

Hiç yorum yok :
                                                                                                                                         
                                   Kadın ve Toplum

     Sonu gelmeyen içtimai dertlerimizin çözümünde temel taşlardan biride hiç şüphesiz kadın ve toplumsal görevidir.
    
   İslam, emir ve nehiyleriyle fert ve cemiyet hayatını düzenleyen, içinde hiçbir şüphenin olmadığı hakikattir. İslam cemiyet olgusu içinde aileyi dayanak alır. Şüphesiz ki ailede kilit noktası ise kadındır. Bu yüzden kadın toplumun imtihanı olmuştur.
   
   Peygamber(s.a.v) sözüdür:
   
   ‘’Benden sonra size en büyük imtihan olarak kadınları bırakıyorum.’’ (Buhari, Nikah 17)
   
   Elbette bu konu çok geniştir ama ben kadının çalışması, iş ve maaş sahibi olması vb.. mevcut hallerin doğurduğu içtimai sıkıntılarımıza değinmek istiyorum.
   
   Asrın getirdiği geri kalmışlık duygusu, toplumumuzu ne yazık ki körü körüne bir batı taklitçiliğine itmiştir. Ve bütün sıkıntılar temel varlığımız ‘’Aile’’ kavramının bu taklitçilik uğruna katledilmesiyle meydan yerine çıkmıştır.
   
   Feminizm müdafilerinin süfli çabasıyla, kadının erkek gibi yetiştirilmesi, aynı ortamda aynı meşguliyet ve mesuliyetler altında yaşamaya sevk edilmesi toplumda vâki olan mevcut sıkıntıların kaynak noktalarından biri olarak ele alınabilir.
   
   Kadını asrî köle haline getiren, erkek gibi çalıştıran, onun en şerefli mesleği ve asli görevi olan ana’lıktan alıkoyan bu hal mel’undur ve merduttur.

   Kadının çalışması:

    - Ailesinin nafakasını karşılamakla yükümlü olan birçok erkeğin işsiz güçsüz kalmasına sebep oluşturmuştur. Çünkü bu yerler kadınlar tarafından işgal edilmiştir. Bu hal toplumda karı-koca çalışan ailelerin evine yüklü miktarda maaş getirirken, birçok ailenin asgari ücreti dahi elde edememesini, ciddi sıkıntılar içinde yaşamasını beraberinde getirmiştir.

   - Yine kadının çalışması, evladına ayıracağı vakti masa başında tüketmesi; düzensiz, kontrole imkan vermeyen ve zerre ideal taşımayan bir gençliği mevcut kılmıştır.

   - Evlenme sürelerinin uzaması ve evlenme oranlarının azalması kadının çalışmasının da içinde bulunduğu etkenler zümresinin bir sonucudur.

   - Uzayan evlilik süreçleri flört denilen zırvayı uzattıkça uzatmıştır. Yıllarca flört ve sonrasında gelen evlilikler ise genelde nikah dairesinden çıktıktan kısa bir süre sonra soluğu mahkemede  alan insanlara bizleri aşina kılmıştır.
  
   ‘’Nikahta keramet vardır.’’ Sözü eskilerin sözü olarak kalmış, nikahsız olarak yaşanan dalalet yılları, nikahla gelen kerameti de ortadan kaldırmıştır.

   -Çalışan kadının aldığı maaş, onu özgürlük olarak adlandırdığı birçok işe sevketmiştir. Bu durum bireyin birçok mesuliyet ve fedakarlıktan kaçmasına sebep olmuş ve boşanma sürecini tetiklemiştir. Yaşlı bekarların sayısının bu kadar artmasında  bu halin göz ardı edilmemesi gerekir.
   
   Zaten çok az ilgi gören çocuk, boşanmayla beraber büyük bir boşlukta kalmış, eğer çevresini de iyi insanlarla kuramazsa fesat çukurlarında kaybolması işten bile değildir.

    Bir annenin şüphesiz en büyük görevi dine, vatana ve ümmete hayırlı, sâlih bir evlat yetiştirmektir.Annesinin ilgi ve alakası ise bir çocuğun en büyük hakkıdır. Çocuğu bundan mahrum bırakmak hainlik, değilse gâfilliktir.

   Güçlü bir devlet ve ümmet istiyorsak kadını asli görevine davet etmeli, temel iş sahası olan evine iade etmeliyiz. Yarının ümmeti ilim ve edeple donanmış, olgun annelerin yetiştirdiği, 7-24 üzerine titrediği iffet, fazilet ve fedakarlık sahibi olan evlatlarıyla kurulmak mecburiyetindedir.
    
   Yaşadığı gibi inanmaya başlamış birçok insan tüm bu yazılanlara karşı çıkabilir. Ama şundan şüpheniz olmasın ki:
   
   Biz nerede durması gerektiğini ve kimin evlatları, torunları olduğunu gayet iyi bilen insanlarız. Tek derdimiz ise Hakikatin hakkını vermektir.

   Selametle…

                                                                                                                              Hakan İNCE


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder