''Olma''ktı
gaye; ''Sahip Olmak'' oldu...
Günler birbirini kovaladıkça biz de ananevi
hal ve tasavvurlarımızı kovar olduk.
Eğitimde, Sanatta, Sosyal ve Kültürel faaliyetlerde... ezcümle hayatın
her alanında ‘’bizden olmayan(!)’’ biz varız artık.
Yeryüzünün gerek ve gerçeklerini ihmal
etmeden, ukbâ’dan gıdalanmaya yönelen bir hayat bizim esasımızdı. Ve bu hayatın
temeli ilim, İman ve itaatin doğurduğu; sevgi, muhabbet, yardımlaşma ve
dayanışma, cömertlik, fedakarlık vb. tüm ahlak ve erdeme haiz hal ve
hareketlerdi.
Bugün, madde ile manayı ayırıp, maddede
kemal bulmaya gayret edenler; insanlığı iflas ettirmiş ve pişkin bir şekilde
bunun adını sözüm ona ‘’Medeniyet’’ koymuştur.
İslam medeniyetinin üç temel unsuru vardır:
İlim, teknik ve İslam ahlakı. (Hekimoğlu İsmail)
Malumdur! İlim imandan da evvel gelir
derler. Bütün arzulanan hallerin geri gelmesi içinde evvela ilme, gereken değer
ve hürmeti vermek mecburiyetindeyiz. O halde Eğitim ve eğitimin amacını irdeleyerek bir sonuca varmak elzem olandır.
Bugün Türkiye ve Dünya’da eğitimin temel
amacı; kamil bir insan yetiştirmek değil, daha çok para kazanan ve maddeye daha
çok hükmeden bir insan tipi yetiştirmektir. Geleneksel eğitim tasavvurunda
insanın maddi ve manevi olgunluğu hedeflenirken, günümüzde en çok kazanan
mesleğe hizmetçi yetiştirmek hedeflenmiştir.
Bu hal kendini
kavramlarda dahi açığa vurmaktadır..!
Misâlen:
İlim talim edene talebe denirdi. Talebe
yani talep eden. Mecburiyet değil, fertlerin kendi arzu ve isteklerinin hakim
olduğu bir ruh hali… Sonra öğrenci oldu bu kavram. Eski ruh halini kaybetti,
zorla öğrenici hali mevcut oldu… Para için, makam için, madde için öğrenici…
Benzer ruh kaybını muallim-öğretmen, mektep-
okul vb. bir çok kelimede bulmak mümkündür.
Neden mi?
Eğitimin sadece mesleki kaygılarla
sınırlandırılması ve servis edilmesi..!
İlim, hikmet ve muhabbet yuvası olan câmii,
tekke, zâviye ve medreselerin kapatılması; kahve, meyhane, bar vb… ifsat
mekanlarının çoğalmasını beraberinde getirdi. Bu kurumların yerini doldurması
beklenen günümüz okul müfredatlarında ise sadece akıllar beslenmeye
çalışılmıştır. Bu durum "eline, diline, beline sahip olmak" halini ortadan kaldırmış ve insanlığı ahlaken birçok problemlere sürüklemiştir.
Neden mi?
İhlas, haya, adalet, ahlak ve maneviyat
doğurmayan sözde ‘’pozitif’’ halde ‘’negatif’’ sadece dünyevi ilimler ve
bunların okutulmaya çalışıldığı okullar…
Hem sonra eğitim, artık ‘’ Beşikten mezara’’
değil hayatın sadece ‘’okul‘’ dönemini kapsıyor.
Neden
mi?
Çünkü gaye oldurmak değil, maddeye sahip
oldurmak. Gaye yok, çare yok, değer yok… her şey sadece maddeden ibaret!
Konunun genişliği yazıyı 1. Bölüm olarak
burada bitirmemi gerek kılıyor…İnsanlığın manen ve madden kemal bulduğu günlerin
bizim olması temennisiyle… Allah’a emanet olun.
Hakan İNCE
ALLAH C.C.RAZI OLSUN. İlim iki kanat değilmidir ? Biri zahiri biri batıni... Bu kanatlara kavuşmadan semaya dalmadan yerden göremediklerimizi görebilmemiz mümkün mü? Öteler var öteler... Ötelerden de öteler... Emekli olana kadar 20-30-40 sene İnsan öğüten ve şirketlere-sanayiye kalifiye köle üreten maddeci olan ve manevi ilimlerin filizlenmesine mahal vermeyen bu eğitim sisteminden anca böyle meyveler çıkmaz mı? Eski usûl zahiri ilim ve batını ilimlerin birbirlerinden ayrı değil birbirlerini tamamlayıcı şekilde okutulmasının muteber neticeleri tarih ile delil-i mutlaktır. İlmin tek taraflı ele alınması yazarımızın da dikkat çektiği gibi insan davranış,anlayış,yaşayış ve ahlakına sirayet etmiştir. Zahiren ilme hakim olmak saadeti getirmez ki... Batınen ilme hakimiyetle her şeyin hakiki anlamı ortaya çıkmaya başlar. Ehli zahir, batını bilmediğinden kıyas yapamaz ve hayret makamına çıkamaz. Nice profesörler,doçentler,mucitler bu mevkilerine rağmen batını ilim zafiyetleri varsa iman dahi edememektedir. Nasıl bu kadar çok bilipte iman edilememektedir ? Mübarek Pir'imiz Yunus Emre Hazretlerinin sözlerine dikkat edelim...
YanıtlaSilİlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin
Ya nice okumaktır
Okumaktan mana ne ?
Kişi Hak'kı bilmektir
Çün okudun bilmezsin
Ha bir kuru ekmektir
Okudum bildim deme
Çok taat kıldım deme
Eğer Hak bilmez isen
Abes yere yermektir.
İlim ile hakka vasıl olmak. Dünyevi işlerin kalitesini arttırdığı gibi kişininde kalitesini arttırmaz mı? Kalitesi artmış edeb,ahlak,haya,güvenilirlik bugünkü ihtiyaç duyulan en büyük kalifiye eleman özellikleri değilmidir? Ehli Zahir ve Ehli batın olan kimse bu dünyada ne sebepten bulunduğunu bilerek, kendi menfaatlerini ön planda tutup vakit doldurup maaş almak için değil, insanlar için nasıl daha faydalı olabilirim diye düşünmez mi? Bunlar ilmin sadece dünyaya yansıyanlarıdır ki bir de ilmin ahrette muteber mertebeleri vardır.
YanıtlaSilALLAH C.C. kutlu elçisi MUHAMMED A.S.' a bize hitaben bildiriyor.
"Hiç bilen ile bilmeyen bir olur mu?" (Zümer,9)